İçindekiler
1. Giriş
2. Anket Çalışması
2.1. Örneklem
2.2. Gözlenmesi Beklenen Değişkenler (Parametreler)
2.3. Anket Sorularının Belirlenmesi
2.4. Anket Sonuçları
2.4.1. Katılımcılar Hakkındaki Genel Bilgiler
2.4.2. Katılımcıların Verdiği Cevaplar ve Değerlendirilmesi
2.4.3. Sonuçların Genel Değerlendirilmesi
3. Odak Grup Çalışması
3.1. Araştırma Sorunsalı
3.2. Odak Grubun Oluşturulması ve Tasarımı
3.3. Paylaşılan Eğilimin ve Fikirlerin / Görüşlerin Analizi
4. Sonuç ve Değerlendirme
1. Giriş
Covid-19 pandemisi ve ardından gelen karantina süreci, ülkemiz de dahil olmak üzere dünyada birçok kişiyi etkiledi. Pandemi sürecinin başında çoğu insan karantina sürecinin negatif etkilerini; evde kalmak, virüsün yayılmasından dolayı duyulan kaygı gibi duyguları birebir yaşamak durumunda kaldı. Yine medyada yer alan haberlerden de gözlemlenebildiği üzere boşanma oranlarının bu süreçte arttığı, yine pandeminin başlarında marketler ve temel gıda alışverişinin yapıldığı yerlerde izdihamlar oluştuğu ve şiddetin arttığı gibi çoğu toplumsal ve bireysel sıkıntılar gözlemlendi.
Bu araştırmanın çıkış noktası; Aikido ile uğraşan insanların, Covid-19 pandemisinin negatif etkileri ile başa çıkmada daha başarılı olup olmadıklarını sorgulamak yönündedir. Aikido’nun (veya genel anlamda Budo’nun) felsefesinin ve öğretilerinin kişinin fiziksel durumunu ve kondisyonunu geliştirmekle birlikte zihinsel durumunu da olumlu yönde değiştirdiği açıktır. Stresli ve negatif durumlarda, süregelen pandemi durumu gibi, Aikido ile uğraşanların daha sakin ve pozitif hareket etmeleri beklenmektedir. Bu bağlamda yapılan araştırma iki bölümden oluşmaktadır. Birinci kısımda, Aikido’nun pandeminin ve özellikle karantina döneminin başlangıcında yer alan önlemler dahilinde yaşam ve kişilerin davranışlarına olan etkisini ölçme amacıyla bir anket çalışması yapılmış ve sonuçları tartışılmıştır. Soruların belirlenmesinde ileriki bölümlerde detaylı açıklanan parametreler kullanılmıştır. Çalışma genel anlamda Aikido’nun karantina süreci ile başa çıkmada yardımı olduğunu göstermiş olsa da bu durumun arkasında yatan sebeplerin irdelenmesi hedefiyle çalışmanın ikinci kısmına gerek duyulmuştur. İkinci kısımda ise, önceki bölümde belirlenen parametreler arasından öne çıkanlar seçilmiş olup, Aikido’da deneyimli ve bu alanda uzman kişilerden oluşturulan bir odak grup çalışması ile, gerekli görülen parametrelerin Aikido üzerinden değerlendirilmesi yapılmıştır.
2. Anket Çalışması
Araştırmanın birinci kısmı olan anket çalışmasında Aikido’nun bireyler üzerindeki olumlu etkilerini ölçülebilir bir seviyede açıklamak amaçlanmıştır. Bu durumda en uygun yöntemin, pandemi ve karantina sürecinde Aikido yapan bireylerin tutumunu, Aikido deneyimi bulunmayan bireylerle belirli parametreler üzerinden kıyaslamak olmasına karar verilmiştir.
2.1 Örneklem
Araştırmanın anket bölümünde yer alan örneklem metodunun belirlenmesinde, zaman kısıtlaması, karantinada olma durumu ve Aikido camiasından geniş bir kitleye ulaşılabilmesi gibi etmenler göz önüne alınmış ve en uygun metodun olasılıksız örnekleme, spesifik olarak kolaylıkla bulunabileni örnekleme (Convenience Sampling) metodu olmasına karar verilmiştir. Örnekler Aikido ve Budo Federasyonu’nun üyeleri arasından, farklı yaş ve cinsiyet gruplarından ve farklı Aikido derecelerinden seçilmiştir. Aikido’nun etkisinin ölçülebilmesi için başka bir örneklem yine farklı yaş ve cinsiyet gruplarından ve olasılıksız örnekleme metodu kullanılarak Aikido deneyimi olmayan bireyler arasından seçilmiştir. Bu bağlamda örneklem metodu olasılıksız olsa da araştırma ‘Türkiye’de yaşayan insanlar’ olarak kısıtlanmıştır.
2.2 Gözlenmesi Beklenen Değişkenler (Parametreler)
Çalışmanın sonunda birtakım parametrelerin Aikido ile uğraşan insanların hiç Aikido deneyimi olmayan insanlardan ayırması beklenmektedir. Anket soruları da bu parametrelere göre hazırlanmıştır. Parametreler Barış Şentuna’nın (2012) “Qualitative And Philosophical Enquiry Of Aikido Participants From Different Levels, Conceptualization Of Aikido As Different From Other Sports: Mind And Body Perspectives” tezi ve ODTÜ Aikido Topluluğu’nun hocası olan Utku Havuç ’un danışmanlığı dahilinde oluşturulmuştur. Bu parametreler;
Aidiyet – Aikido ile uğraşan insanların bir topluluğa, bu durumda bir dojoya, dahil oldukları için karantina sürecinde yalnız hissetmedikleri varsayılmaktadır.
Adaptasyon – Aikido yapan insanlar mental olarak daha esnek ve yaşamda daha farklı olasılıklara açıktırlar. Bu bağlamda pandeminin karantina sürecine daha kolay uyum sağladıkları ve belirsizlikten kaynaklı farklı senaryolara (karantina sürecinin uzaması gibi) daha hazır oldukları varsayılmaktadır.
Tolerans – Aikido’nun bireyler üzerindeki bir diğer etkisi de diğer insanlara ve farklı durumlara karşı daha toleranslı yaklaşmaya olanak sağlamasıdır. Aikido deneyimi bulunan insanların karantina boyunca evde bulunan diğer bireylerle, günlük hayatta minimum iletişim kurulan insanlarla (market alışverişi vs.) ve karantina sürecinde özgürlüğü kısıtlayıcı uygulamalara ve kuralların geneline karşı daha toleranslı oldukları varsayılmaktadır.
Öz-Disiplin – Karantina sürecinin negatif etkilerinden biri de bireylerin günlük iş ve sorumluluklarına karşı daha az bağlı hissetmeleri ve kendilerini bu süreç boyunca disipline edememeleridir. Aikido’yu hayatlarının içine dahil eden bireylerde, bu sanatın yüksek derecede disiplin ve bağlılık gerektirmesinden ötürü günlük hayattaki işler ve sorumluluklara daha odaklı kalabildikleri ve kendilerini disipline edebildikleri varsayılmaktadır.
Sorumluluk Alma – Aikido ile uğraşan bireylerin toplumsal olayların çözümü için bireysel sorumlulukların önemini diğer bireylerden daha iyi kavradıkları varsayılmaktadır. Bu durumda pandemi sürecinde kısa sürede çözüme ulaşmak için diğer bireylerin davranışları veya karar alıcıların politikalarını sorumluluk sınırları yerine bireysel alınan kararların önemi Aikido yapan bireyler tarafından daha çok benimsendiği varsayılmaktadır.
Rekabet Etmeme – Aikido deneyimi bulunan bireylerin, özellikle karantina sürecinden önce alışveriş yapmak veya pandemi sürecinin başında olduğu gibi bir ürünün (maske, dezenfektan vs.) ulaşılabilirliğinin kısıtlandığı durumda diğer bireylerle bir rekabet içinde bulunmadığı varsayılmaktadır.
Bu parametrelerin yanında ankete katılan bireylerin çeşitliliğini sağlamak için yaş, cinsiyet, Aikido derecesi de anket soruları arasında yer almaktadır.
2.3 Anket Sorularının Belirlenmesi
Anket soruları üç ana bölüm altında toplanmıştır. Birinci kısım, katılımcıların yaşı, cinsiyeti, Aikido yapıyor olup olmamaları gibi, katılımcıları ilerideki aşamalarda sınıflandırma amacıyla oluşturulmuş belirleyici soruları içermektedir. İkinci kısım 5’li Likert ölçeğine göre hazırlanmış (katılımcıların kesinlikle katılmıyorum şıkkından kesinlikle katılıyorum şıkkına doğru 5 adet şık arasından seçmeleri istenmiştir) pozitif anlamlı soruları içerirken, üçüncü kısım da 5’li Likert ölçeğine göre hazırlanmış olup negatif anlamlı sorular içermektedir. Anket sorularının tamamı aşağıdaki gibidir:
Kişisel Sorular:
⦁ Kaç yaşındasınız?
⦁ Cinsiyetiniz nedir?
⦁ Aikido ile uğraşıyor musunuz?
⦁ Aktif şekilde kaç yıldır Aikido yapıyorsunuz?
⦁ Karantina sürecinden önce haftada kaç saat Aikido çalışıyordunuz?
⦁ Aikido seviyeniz nedir?
5’li Likert Ölçeğine Göre Hazırlanmış Pozitif Anlamlı Sorular:
⦁ Sosyal izolasyon süreci boyunca bile kendimi sosyal bir grubun parçası gibi hissetmeye devam ediyorum.
⦁ Salgın süreci boyunca oluşabilecek farklı senaryolara karşı (karantina süresinin uzaması vs.) toleranslı ve hazırlıklıyım.
⦁ Bu zamana kadarki süreç boyunca yaşadığım kaygıları ve hissettiğim stresi iyi yönetebildiğimi düşünüyorum.
⦁ Yaşanan sürecin nasıl ilerleyeceği konusundaki hislerim pozitif yönde.
⦁ Süreç boyunca getirilen kurallar ve yasaklar beni rahatsız etmiyor.
⦁ Covid-19 süreci boyunca uyulması gereken kuralları zorlanmadan uygulayabiliyorum.
⦁ Yaşanmakta olan bu sürece kolay adapte oldum.
⦁ Pandemi ve karantina sürecinin bitmesi için en önemli etmen bizim bireysel uyacağımız kurallardır.
5’li Likert Ölçeğine Göre Hazırlanmış Negatif Anlamlı Sorular:
⦁ Yaptığım işlere dikkatimi vermem ve odaklanmam süreç ilerledikçe güçleşmeye başladı.
⦁ Öz disiplinimi devam ettirebilmek (dersler, evde yapılan iş yükü vs.) giderek zorlaşmaya başladı.
⦁ Evde kalınan süreç ilerledikçe düzenli olarak yaptığım rutinlerimi (egzersiz ve hobiler gibi) yerine getirmekte zorlanmaya başladım.
⦁ Evde kaldığım süre içerisinde evin diğer üyeleri ile sorunlar yaşıyorum. (Yalnız yaşıyorsanız soruyu boş bırakabilirsiniz)
⦁ Markete gittiğimde, sokağa çıkma yasağı uygulandığında veya bir ürün (maske, dezenfektan vs.) daha zor bulunur hale geldiğinde diğer insanlarla alışveriş yapma konusunda rekabet içinde olduğumu hissediyorum.
2.4 Anket Sonuçları
Bu bölümde yanıtların kısa bir analizi yapılmıştır. Anket çevrimiçi ortamda yapılmış olup, “Google Formlar” programı kullanılmıştır. Ankete toplam 193 kişi katılmakla birlikte eksik cevapları olan katılımcılar kayıp veri olarak kabul edilerek değerlendirilmeye alınmamıştır. Buna ek olarak her iki grup için de sayıların eşit olabilmesi için rastgele eleme yöntemi ile değerlendirilmeden çıkarılan katılımcılar olmuştur. Farklı yaş ve cinsiyetlerden Aikido yapan 90, yapmayan 90, toplamda 180 katılımcı değerlendirilmeye alınmıştır.
2.4.1 Katılımcılar Hakkındaki Genel Bilgiler
2.4.2 Katılımcıların Verdiği Cevaplar ve Değerlendirilmesi
7. soru olan ‘Sosyal izolasyon süreci boyunca bile kendimi sosyal bir grubun parçası gibi hissetmeye devam ediyorum.’ İfadesinin analizi Şekil 8 de verilmiştir. Bu soru ‘Aidiyet’ parametresine göre hazırlanmış olup Aikido yapan bireylerin yarısından fazlası ‘kesinlikle katılıyorum’ şıkkını işaretlemiştir. Aikido ile uğraşmayan bireylerin ise ancak üçte birinden azı yine ‘kesinlikle katılıyorum’ yanıtını vermiştir. Bu alandaki yanıtların genel akışı Aikido ile uğraşan bireylerin aidiyet hissinin daha gelişmiş olduğu savını destekler niteliktedir.
Şekil 9, ‘Salgın süreci boyunca oluşabilecek farklı senaryolara karşı (karantina süresinin uzaması vs.) toleranslı ve hazırlıklıyım.’ İfadesinin bulunduğu 8. sorunun yanıtlarının dağılımını göstermektedir. Bu ifade ‘Tolerans’ ve ‘Adaptasyon’ parametrelerine göre hazırlanmıştır. Şekil 9 da görüldüğü üzere Aikido deneyimi bulunan bireylerin yarısı ‘kesinlikle katılıyorum’ yanıtını verirken, Aikido deneyimi bulunmayan bireylerin cevapları ‘kesinlikle katılıyorum’, ‘çoğunlukla katılıyorum’ ve ‘biraz katılıyorum’ seçenekleri alanında dağılmıştır. Bu ifadedeki sonuçlar Aikido yapan bireylerin farklı senaryolara daha toleranslı ve uyumlu oldukları yönündedir.
Şekil 10, 9. soru olan ‘Bu zamana kadarki süreç boyunca yaşadığım kaygıları ve hissettiğim stresi iyi yönetebildiğimi düşünüyorum.’ İfadesinin cevap dağılımını göstermektedir. Bu ifade, yine ‘Tolerans’ ve ‘Adaptasyon’ parametrelerine göre hazırlanmıştır. Cevapların dağılımına bakıldığında ‘kesinlikle katılıyorum’ seçeneğinde Aikido yapan bireylerin sayısı Aikido deneyimi bulunmayan bireylerden 13 katılımcı daha fazla olup, ‘çoğunlukla katılıyorum’ seçeneğinde Aikido ile uğraşmayan bireylerin sayısı Aikido yapan bireylerden 5 katılımcı daha fazladır. Bu alandaki cevaplarda iki grup arasındaki fark fazla olmamakla birlikte önceki iki soruyla birlikte değerlendirildiğinde ‘Tolerans’ ve ‘Adaptasyon’ parametreleri Aikido deneyimi olan bireylerle daha ilişkilidir.
Şekil 11, 10. soru olan ‘Yaşanan sürecin nasıl ilerleyeceği konusundaki hislerim pozitif yönde.’ İfadesinin analizini içermektedir. Bu ifade ‘Adaptasyon’ parametresine göre hazırlanmıştır. İki grubun cevapları karşılaştırıldığında ‘katılmıyorum’ ve ‘kesinlikle katılmıyorum’ şıkları arasında farklar bulunmakla birlikte cevaplar genel anlamda benzerlik göstermektedir.
11. soru olan ‘Süreç boyunca getirilen kurallar ve yasaklar beni rahatsız etmiyor.’ ifadesinin yanıtlarının dağılımı, Şekil 12 de verilmiştir. Bu ifade ‘Tolerans’ parametresine göre hazırlanmıştır. Bu alanda Aikido yapan ve yapmayan bireylerin cevapları yakın olup ‘biraz katılıyorum’ şıkkında Aikido yapan bireylerin sayısı kısmen daha fazladır. Yine de güçlü bir ayrımdan söz edilemez.
Şekil 13, 12. soru olan ‘Covid-19 süreci boyunca uyulması gereken kuralları zorlanmadan uygulayabiliyorum.’ İfadesinin yanıtlarını içermektedir. Bu ifade de ‘tolerans’ parametresi göz önünde bulundurularak oluşturulmuştur. Aikido deneyimi bulunan bireylerin yarısından fazlası bu ifadeye ‘kesinlikle katılıyorum’ yanıtını verirken Aikido ile uğraşmayan bireylerin yanıtları ‘kesinlikle katılıyorum’ ve ‘katılıyorum’ şıkları arasında eşit bölünmüş bulunmaktadır. Aikido deneyimi bulunmayan 3 katılımcı ise ‘kesinlikle katılmıyorum’ şıkkını işaretlemiştir. Bu ifadenin yanıtlarına bakılarak Aikido yapan bireylerin karantina sürecinde veya daha genel olarak pandemi süresince getirilen yeni kurallara karşı daha anlayışlı oldukları sonucu çıkarılabilir.
Şekil 14 13. soru olan ‘Yaşanmakta olan bu sürece kolay adapte oldum’ önermesine verilen yanıt dağılımını belirtmektedir. Bu önerme de ‘Adaptasyon’ parametresi göz önünde bulundurularak hazırlanmıştır. Şekil 14’te gözüktüğü üzere Aikido yapan bireylerin yaklaşık yarısı bu ifadeye ‘kesinlikle katılıyorum’ yanıtını vermiştir. Aikido yapmayan bireylerde ise bu oran üçte birdir. Ayrıca ‘katılmıyorum’ yanıtını verenlerde de iki grup arasında görünür bir fark bulunmaktadır. Bu önermedeki sonuçlara bakılarak Aikido deneyimi bulunan bireylerin yeni sürece daha kolay uyum sağladıkları çıkarılabilir.
Şekil 15, 14. soru dahilinde yer alan ‘Pandemi ve karantina sürecinin bitmesi için en önemli etmen bizim bireysel uyacağımız kurallardır.’ İfadesinin yanıtlarını içermektedir. Bu ifade ‘Sorumluluk Alma’ parametresine göre hazırlanmıştır. Bu ifadeye iki grup da çoğunlukla ‘kesinlikle katılıyorum’ yanıtını vermiştir. Bu alanda cevaplar Aikido yapan bireylerin ‘Sorumluluk Alma’ parametresi üzerinde bir avantajı olduğunu belirten bir farka sahip değildir.
Bu kısımdan sonraki cevap dağılımlarının bulunduğu grafikler negatif anlamlı ifadelerin yanıtlarını içermektedir. Dolayısıyla, yanıtlarının çoğunluğunun ‘kesinlikle katılmıyorum’ ve ‘katılmıyorum’ yönünde olması beklenmektedir.
Şekilde 16, 15. soru olan ‘Yaptığım işlere dikkatimi vermem ve odaklanmam süreç ilerledikçe güçleşmeye başladı.’ İfadesinin yanıtlarını göstermektedir. Bu ifade ‘Öz Disiplin’ parametresine göre hazırlanmıştır. Grafikte açıkça görüldüğü üzere bu ifadeye ‘kesinlikle katılmıyorum’ ve ‘katılmıyorum’ yanıtlarını verenler Aikido yapan bireylerde, Aikido deneyimi bulunmayan bireylere göre daha fazladır. Buna ek olarak bu ifadeye ‘kesinlikle katılıyorum’ yanıtını veren ve Aikido ile uğraşmayan bireylerin sayısı Aikido ile uğraşan bireylerin sayısının iki katıdır. Bu ifadenin analizi açıkça göstermedir ki karantina sürecinde ‘yapılan işlere odaklanmak’ Aikido deneyimi bulunan bireyler için daha kolaydır.
Şekil 17, 16. soru olan ‘Öz disiplinimi devam ettirebilmek (dersler, evde yapılan iş yükü vs.) giderek zorlaşmaya başladı.’ İfadesinin yanıtlarını belirtmektedir. Bu ifade de bir önceki gibi ‘Öz Disiplin’ parametresine göre hazırlanmıştır. Şekil 17 ye göre ‘kesinlikle katılmıyorum’ ve ‘katılmıyorum’ yanıtları çoğunlukla Aikido yapan bireyler tarafından verilmiş olup, ‘çoğunlukla katılıyorum’ ve ‘kesinlikle katılıyorum’ yanıtını verenlerin çoğunluğu ise Aikido deneyimi bulunmayan bireylerdir. Bu alanda da bir önceki soruda olduğu gibi Aikido’nun kişilerin öz disiplinlerini geliştirmede olumlu yönde katkıda bulunduğuna yönelik bulgular elde edilmiştir.
Şekil 18, 17. soru olan ‘Evde kalınan süreç ilerledikçe düzenli olarak yaptığım rutinlerimi (egzersiz ve hobiler gibi) yerine getirmekte zorlanmaya başladım.’ İfadesinin cevaplarının dağılımını içermektedir. Yine ‘Öz Disiplin’ parametresine göre hazırlanan bu ifadenin yanıt dağılımına bakıldığında Aikido yapan grubun çoğunluğu ‘kesinlikle katılmıyorum’ ve ‘katılmıyorum’ yanıtlarını vermiştir. Bu alanda da Aikido deneyimi bulunan bireylerin rutinlerini karantina sürecinde dahil daha kolay yerine getirebildikleri çıkarılabilir.
Şekil 19, 18. soru olan ‘Evde kaldığım süre içerisinde evin diğer üyeleri ile sorunlar yaşıyorum.’ İfadesini içermektedir. Bu ifade ‘Tolerans’ parametresine göre hazırlanmıştır. Bu grafikte ‘kesinlikle katılmıyorum’ şıkkını işaretleyenlerde iki grup arasındaki fark kesin bir şekilde Aikido ile uğraşan bireylerin lehinedir. Aikido yapan kişilerin pandemi ve karantina durumunda evdeki diğer bireylere karşı da daha toleranslı oldukları söylenebilir.
Şekil 20, 19. ve son soru olan ‘Markete gittiğimde, sokağa çıkma yasağı uygulandığında veya bir ürün (maske, dezenfektan vs.) daha zor bulunur hale geldiğinde diğer insanlarla alışveriş yapma konusunda rekabet içinde olduğumu hissediyorum.’ İfadesinin yanıtlarını içermektedir. Bu ifade ‘Rekabet Etmeme’ parametresine göre hazırlanmıştır. Bu ifadenin yanıt dağılımı da göstermektedir ki Aikido ile uğraşan bireylerde bu ifadeye ‘kesinlikle katılmıyorum’ yanıtı oranı diğer gruptan görece çok daha fazladır. Aikido deneyimi bulunan kişilerin karantina ve pandemi sürecinde Aikido yapmayan bireylere göre ‘Rekabet Etmeme’ parametresine göre daha fazla hareket ettikleri gözlenmiştir.
2.4.3. Sonuçların Genel Değerlendirilmesi
Anket sonuçlarına bakıldığında Aikido ile uğraşan, bireylerin pandeminin ve karantinanın olumsuz etkileriyle başa çıkmalarında Aikido yapmayan bireylerle kıyaslandıklarında bu disiplin sanatının birçok alanda etkili olduğu açıktır. Ancak belirlenen parametrelerin birçoğu bu etkinin ölçülmesinde belirleyici faktörler olurken, birtakım parametrelerde de Aikido’nun etkisi gözlemlenememiştir. Spesifik olarak Aikido ile uğraşan bireylerde gözlemlenen en belirgin farklar ‘Aidiyet’ ve ‘Rekabet Etmeme’ parametreleri üzerinden olurken, ‘Sorumluluk Alma’ parametresinde bu fark yeterli bir seviyede ölçülememiştir. Bunun sebebi Aikido’nun ‘Sorumluluk Alma’ parametresinde bir avantajı olmaması olabileceği gibi bu parametreye bağlı anket sorularının yeterince belirleyici kurgulanamamasından da kaynaklandığı varsayılabilir. Araştırmanın ikinci aşaması olan odak grubu çalışması ise daha belirleyici parametreler üzerinden yürütülmüştür.
3. Odak Grup Çalışması
Anket çalışmasında olduğu gibi, odak grup çalışmasının ana hedefi de Aikido’nın pandemi dönemi ile başa çıkma üzerindeki etkisini irdelemektir. Anket çalışması bu etkinin Aikido yapmayan insanlar ile karşılaştırma yolu ile ölçülebilir boyutlarını incelemiş olsa da Aikido yapan katılımcıların belirlenen parametrelere göre diğer katılımcılara göre sahip olduğu avantajların arkasında yatan belirleyici sebepleri açıklamada yetersiz kalmıştır. Bu sebeple, Aikido ile uğraşan katılımcıların bulunduğu bir odak grup çalışması planlanmıştır. Anket çalışmasında iki grup arasında Aikido ile uğraşanların avantajının en çok ölçüldüğü “Aidiyet” ve “Rekabet Etmeme” parametrelerinin Aikido üzerinden incelenmesi ve pandemi süreci ile başa çıkmadaki etkileri üzerinden gerekli çalışmalar yapılmıştır.
Aidiyet | Adaptasyon | Tolerans | ||||||||
Öz-Disiplin | Sorumluluk Alma | Rekabet Etmeme |
3.1 Araştırma Sorunsalı
Bu aşamada çalışma şu bağlamda geliştirilmiştir: “Aikido’nun Covid-19 pandemisinin olumsuz etkileriyle başa çıkmadaki olumlu etkinliğinin ardındaki nedenleri, ‘Aidiyet’ ve ‘Rekabet Etmeme’ parametreleri çerçevesinde anlamak.” Bu çerçevede katılımcılara iki temel soru soruldu:
⦁ “Yaptığımız anket çalışmasına göre Aikido yapan insanların bir gruba olan aidiyet hislerinin yapmayan insanlara göre daha gelişmiş olduğunun ve karantinadan kaynaklı sosyal izolasyon boyunca kendilerini sosyal bir grubun parçası olarak hissetmeye devam ettiklerini sonucu çıktı. Aikido ile uğraşan insanların bu aidiyet hissini kazanması ile ilgili ne düşünüyorsunuz?”
⦁ “Anket sonuçlarından çıkan sonuca göre pandemi sürecinde insanların maske, el dezenfektanı gibi bulunması zorlaşan temel ürünlere erişmeye çalışırken ya da alışveriş yaparken, birbirleri arasındaki rekabet hissinin Aikido yapan insanlarda daha az olduğunu tespit ettik. Başka bir deyişle Aikido yapmayan insanlarda rekabet hissinin bu eylemleri gerçekleştirirken daha fazla olduğunu sonucu çıktı. Aikido’nun rekabet ortamına karşı bir duruşu olduğunu düşünürsek; bu ‘rekabet etmeme’ durumu nasıl yorumlarsınız?”
3.2 Odak Grubun Oluşturulması ve Tasarımı
Çalışmanın amacına ve sorulacak sorulara karar verildikten sonra katılımcılar belirlendi ve bir hafta önceden 10 Mayıs 2020 tarihinde saat 13.00’da yapılmak üzere planlanan çevrimiçi Zoom platformu toplantısına davet edildiler. Toplantı yaklaşık bir saat sürecek şekilde planlandı.
Katılımcılar Aikido alanındaki uzun yıllardır emek veren kişiler arasından seçildi. Buradaki tüm katılımcılar, Aikido öğretebilecek seviyededir ve bazıları halihazırda eğitmendir. Aikido hakkındaki kapsamlı bilgileri ve deneyimlerinden dolayı verdikleri cevapların özellikle katkı sağlayacağı düşünüldü. Örneğin ilk araştırma sorusunun temeli olan sosyal aidiyet sorunsalı için, katılımcıların bir kısmının bir Aikido topluluğunun lideri veya yöneticisi konumunda olmalarından dolayı verecekleri yanıtlar bu konuyu derinlemesine anlamada bir avantaj sağlamaktadır. Klasik bir odak grup çalışmasından farklı olarak, katılımcıların kimlikleri aşağıda belirtilmiştir. Ancak ileriki bölümlerde verilen konuşma paragraflarının hangi katılımcıya ait olduğu belirtilmemiştir. Toplam 7 katılımcı bulunmaktadır ve aşağıda belirtilmiştir:
⦁ Utku Havuç: 5. Dan (14 yıl) Aikido eğitmeni. ODTÜ Aikido Topluluğu eğitmeni. Katsu, disiplin okulunun kurucusu ve Aikido eğitmeni.
⦁ İpek Havuç: 3. Dan (10 yıl) Aikido deneyimlisi. Katsu, disiplin okulunda Aikido ve RYS 200 (200 saat) Yoga eğitmeni.
⦁ Tuna Gözel: 5. Dan (13 yıl) Aikido deneyimlisi. Aikido ve Budo Federasyonu Başkanı ve Avrasya Aikido Organizasyonu Türkiye Sorumlusu.
⦁ Tayfun Evyapan: 4. Dan (14 yıl) Aikido eğitmeni. Bilkent Üniversitesi Aikido Topluluğu eğitmeni.
⦁ Serap Gözel: 4. Dan (12 yıl) Aikido deneyimlisi.
⦁ Yunus Eşkinat: 4. Dan (13 yıl) Aikido deneyimlisi.
⦁ Özgür Madenli: 4. Dan (12 yıl) Aikido deneyimlisi.
⦁ Ayça Kocakuşak: 1. Moderatör.
⦁ Gürel Sezgin: 2. Moderatör.
3.3 Paylaşılan Eğilimin ve Fikirlerin / Görüşlerin Analizi
Odak grubu çalışması sonrası sorular çerçevesinde tartışılan konular üzerinden bazı anahtar bulgular elde edilmiştir. Bu bulgular katılımcılardan alıntılarla açıklanmıştır.
Anahtar Bulgu #1: Aikido, çok fazla fiziksel temas gerektirdiği ve Aikido yapan bireyler arasında diğer aktivitelerden farklı bir düzeyde bir iletişim gerçekleştiği için uygulayıcılar arasında karşılıklı duyuların gelişmesine yardımcı olur. Bu nedenle, Aikido sosyal bir gruba aidiyet duygusu geliştirir.
Odak grup üyelerinden ilk soruda Aikido yapmak ile aidiyet duygusu arasındaki ilişki hakkındaki fikirlerini paylaşmaları istendi. Katılımcıların çoğu bazı noktalarda hemfikirdi. Onlara göre, Aikido yapmak çoğunlukla fiziksel temasa dayandığından, başkalarının duygularını anlama becerileri daha fazla gelişti ve diğer Aikido yapan insanlarla karşılıklı olarak sosyal bağlarını güçlendi.
Katılımcılardan biri fikirlerinden şu şekilde bahsetmiştir:
“Normalde bedenlerimizle ter tere karışarak, temas ederek yani farklı bir tensel algıyla anlaşıyoruz aslında. Farklı bir iletişim platformu var bizde. O yüzden bizim birbirimizi anlamamız bence dışarıda sözle iletişim kuran insanlara göre daha farklı…. Bir gün beraber çalışırız adamın sana yaptığı ne bilim vuruşun şiddetinden bile, vücudunun oynayışından bile o gün gergin mi değil mi anlayabilirsin…. Şimdi buradan olduğu zaman o daha önceden bildiğimiz iletişim torbası dolu halde iletişim kurunca tabi aidiyet daha yüksek, daha güçlü oluyor.”
Bu fikir diğer katılımcılar tarafından oldukça kabul gördü. Başka bir katılımcı kişisel cevabını paylaşırken bu fikri destekledi:
“(…) dediği “teri terine karışıyor” dolayısıyla samimiyet bütün bildiğiniz şeylerden daha fazla Aikido’da. Bunu dışarıda istediğin kadar, örneğin iş hayatında birlikte olduğun insanla o samimiyet hiçbir zaman olmuyor. Çünkü arada bir mesafe sürekli var. Yani bedensel mesafe var. Ama Aikido’da kalkıyor bu her seferinde ve çok yakınlaşıyorsun. Bu grubun birbirine ihtiyacı oluyor dolayısıyla…”
Özetle, cevaplara göre aidiyet duygusunun nedenlerinden birinin eğitim yönteminin neden olduğu duygusal duygular olarak anlaşılabileceği görülmektedir.
Anahtar Bulgu #2: Aikido, bir disiplin sanatı olduğu ve hiyerarşik düzeni olduğu için, aidiyet duygusu yaratma açısından hobilerden veya fiziksel aktivitelerden farklıdır. Bu durum, Aikido üyelerinin gruptan ayrı olduğu durumlarda bile devam eder.
Odak grupta katılımcılar ilk olarak soruyu aidiyet duygusu yaratma özelliğini, diğer hobiler veya belirli fiziksel aktivitelere kıyasla Aikido’nun ilave bir avantajı olarak cevapladılar.
Bir katılımcı, bir hiyerarşik olduğu için bu avantajı Aikido özelinde yorumlamıştır, yani Aikido uygulayıcıları bir öğretmeni takip eder ve ona karşı sorumlu hissederler, bu nedenle daha iyi bir şekilde birleşirler:
“Ama bu tarz insanları birleştiren şeylere “hobi” de diyebilirsin bir “yol” da diyebilirsin. O nasıl baktığına bağlı ama insanlar böyle şeyleri biraz daha sahipleniyor. Bizim avantajımızsa hocaların ve öğrencilerinin bir şey olduğunda katılmak zorunda hissetmeleri. Yani bu disiplinin olması. Yoksa aynı şey dansta da var vs. de de var ama ne hocalarda ne öğrencilerde mutlaka “katılmam lazım” hissi gelişmeyebiliyor. Bizde “hocaya ayıp olur” var biraz. Hoca işte “ben bunu yapmam lazım” var. Biraz korku, biraz sevgi, saygı, ihtiyaç. Bunların güzel bir harmanı var. Diğer şeylerden biraz farkının bu olduğunu düşünüyorum. (…) Hatta dünyada da diyorlar şimdi devletlerin güçlü liderlere, figürlere ihtiyacı var. Biraz daha otoriter olmaları gerekiyor diye. Böyle zamanlarda bu tarz şeyler biraz daha şey oluyor. Eğer deseydik “toplanacağız, gelen gelsin gelmeyen …” böyle bir havada o şey gerçekleşmeyebiliyor. Ama Aikido’da ve Budo’da (savaş sanatlarının genel adı) hep bu var.”
Diğer katılımcılar da bu konuda oldukça hemfikirdi:
“İnsanlar çok saçma bir araba markasından bir araya getiriyor. Aslında bu onlara bir sebep veriyor. İnsanların sosyalleşmesi için. İşte doblo grubu gibi. Ama bizim (…)’nın biraz önce bahsettiği aradaki nüans farkımız, belki de ciddi bir fark içten birtakım şeyleri zorunlu hissediyorsun. Aslında zorunlu olmamakla beraber sen zorunlu hissediyorsun.”
Anahtar Bulgu #3: Pandemi dönemi boyunca, Aikido ile alakalı yapılan çevrimiçi toplantılar (veya antrenmanlar) diğer çevrimiçi toplantılardan daha birleştirici ve aidiyet hissini tetikleyicidir.
Aidiyet duygusu ve Aikido ile ilgili ilk soruyu sormak, katılımcıların Korona virüs salgını sırasında çevrimiçi Aikido toplantıları ve diğer çevrimiçi toplantılar arasında bir karşılaştırma yapmasına neden oldu.
Katılımcılardan biri, çevrimiçi Aikido toplantıları ile eğlenmeyi amaçlayan diğer toplantılar arasında bir karşılaştırma yaptı:
“Biz şimdi kendi alanımız Aikido olduğu için bu alanda ilerledik ama Aikido yapmayanlar rakı sohbet grupları kurdular, öbürleri mesela 25 yıldır hiç görmediğim insanlar bir araya geldiler işte Zoom dan komik komik espriler yapıyoruz bir araya toplanıp…. Bizimki bence biraz daha, bonusu da var. Her ne kadar internet üzerinden öğretme olmuyor desek de herkes eline o kılıcı alınca ya da işte o hareketleri yapmaya başlayınca kendi bedeni de bir şeyler söylüyor ona, rakı içince her zaman kendi bedenin sana bir şey söylemez. Ben bu yüzden çok önemli olduğunu düşünüyorum. Bir grup olmanın daha önceden aynı şeyleri, terimleri paylaşmış olmanın, aynı beden duruşlarını, aynı dili konuşmuş olmanın bizim için çok önemi var. O yüzden aihanmi (Aikido’da bir duruş) deyince hop belli bir anlam torbası açılıyor aklımızda. Bu da bizi tekrar normale, bugüne, şimdiye getiriyor.”
Bu cevap, evde Aikido ile ilgili fiziksel hareketlerinin tekrarlanmasının, pandemi dışındaki eğitimlerinde aynı hareketleri tekrarladıkları için bir tür aidiyet duygusu yarattığı ve aynı zamanda tüm uygulayıcılar için sağduyu yarattığı şeklinde anlaşılabilir. Başka bir katılımcı aynı konuya değindi:
“Şimdi biz eşim ile “strong by zumba strong by nation” yapıyoruz. Mesela Aikido ile birlikte… İnsanlar yine bir araya geliyor bir 15-20 kişi Zoom üzerinden ama çok ilginçtir bizim Aikido’daki gibi ne öncesinde ne sonrasında kimse kimseyle sohbet etmiyor. Bağlanıyorsun, merhaba merhaba bir saat yapıp ter döküyorsun sonra bitiyor. Çok güzeldi teşekkür ederim hocam bilmem ne hoşça kalın işte şu gün görüşmek üzere diyor, herkes eyvallah gidiyor. Tamam mı. Yani aidiyet var mı? Aidiyet yok.”
Bu cevap göz önünde bulundurularak, sadece ortak bir aktivitenin çevrimiçi ortamda uygulanmasının aidiyet duygusu için yeterli olmadığı çıkarımı yapılabilir. Katılımcı, aidiyet duygusu yaratma yeteneklerine göre Zumba eğitimlerine ve Aikido eğitimlerine katılmak arasında bir ayrım yapmaktadır.
Anahtar bulgu # 4: Aikido, bir ürünün kıtlığı veya pandemi sırasında alışveriş yapmak gibi durumlarda bir rekabet içinde hissetmemeyi, korku ve endişelerle başa çıkmayı öğreterek yardımcı olur.
Odak grup üyelerinden, uygulayıcıların rekabetçi olmayan davranışları ile Aikido eğitimi arasında bir ilişki olup olmadığı konusunda fikirlerini ve bilgilerini paylaşmaları istendi.
İkinci soruya verilen ilk cevap, bu korelasyonun ardındaki nedenleri açıkladı:
“Aikido yapan kişi ilk başladığında işte yere nasıl düşeceğim vs. korkuyla başlıyor. Bu korkunun tabi dereceleri var, ölüme kadar gidiyor. Bir harp sanatında varılacak son noktanın ölüm ve yaşam ikilemini aşmak olduğunu düşünürsek… Nasıl düşeceğim? Düşmek epey bir zor oluyor, onu aşmak zor oluyor. Bunun gibi basit küçük korku aşamalarından bahsediyorum… Aikido özelinde, Aikido yapan kişi yavaş yavaş bu korkusuyla da beraber yaşayabileceğini hatta kimi zaman bir süre sonra bu korkusunun aslında kendisine zarar vermediğini, bununla beraber yaşarsa da biraz daha iyi şeyler yapabileceğini yani engelleri daha güzel aşabileceğini düşünmeye başladığını zannediyorum ben. O yüzden harp sanatları genelde, özelde de Aikido yapan kişi korkusuyla biraz daha barışık olmayı öğreniyor. Şunu öğreniyor; bu korku beni bir şeyden koruyor ama bunun böyle olmadığını ben ona gösterebilirsem o zaman bana yardımcı olacak…. Aynı bu durumda da yani ben maske bulamıyorum şimdi. Tamam bu beni koruyan bir şey. Hasta olmamı engelliyor. Maske bulamazsam da dünyanın sonu değil. Şuradan iki selpak alırım, şunu şöyle yaparım, idare ederim en azından. Yani bu korkuyla, bu kaygıyla beraber yaşamayı bilen insanlar olduğu için, ya da öğrenmekte olan insanlar olduğu için Aikido yapan kişiler o yüzden bu tür büyük çalkantılarda da “ya tamam bir sorun var ama, dur bakalım hele bunu da öğreneceğiz, bunu da aşarız” deme cesaretini belki gösterebildiklerine inanıyorum.”
İlk yanıtlayıcıya göre, Aikido eğitiminin kişide sağladığı olumlu özelliklerden birisi de korkunun üstesinden gelmek ve kontrol etmektir. Bu özellik farklı olumsuz durumları sağlıklı bir şekilde yönetmeye yardımcı olmaktadır. Bu, Aikido deneyimi olan insanların panik yapmasına ve örneğin tıbbi yüz maskesi gibi bazı kaynakların kıtlığı olduğunda diğer insanlarla rekabet etmesine engel olmaktadır. Başka bir katılımcı benzer fikirlerini paylaşıyor:
“…çok aşırı ve çabuk kaygılanma durumunu da engelliyor. İşte mesela biz birbirimize saldırıyoruz çalışmalar sırasında, o kaygıyı yenmesek panikle şey yapacağız. Halbuki seviye yükseldikçe onu şey yapıyoruz biraz, bize bir şey olmayacak.”
Her iki cevaba da bakarak, bazı çıkarımlar yapılabilir. Aikido eğitimleri, insanlara düşmeyi veya bir saldırıyı yenmeyi öğrenmek gibi beklenmedik anları kontrol etmeyi ve yönetmeyi öğretir. Yine bu tür bir eğitim, uygulayıcının duygularını ve endişelerini yönetme yeteneğini geliştirir. Bu duyguları yönetmek ve kontrol etmek, sakin kalmalarına ve rekabete girmemelerine yardımcı olmaktadır.
Anahtar bulgu #5: Aikido, uygulayıcılara ana hedefe ulaşmanın ve aradıkları şeye alternatif bulmanın birden fazla yolu olduğunu öğretir ve bu durum da rekabeti engelleyen etmenlerdendir.
Katılımcıların çoğu, Aikido uygulamasının kişinin bakış açısını değiştirdiği konusunda hemfikirdi, çünkü kişinin başına gelebilecek herhangi bir olumsuz durumda sorumlu olanın kişinin kendisinden başka kimse olmayacağı görüşü hakimdi. Bu, kişinin hedefine bir şekilde veya başka bir şekilde ulaşmaya odaklanmasını sağlamaktadır. Ulaşmak için katı bir kural yoktur, ancak Aikido uygulayıcılarının seçebileceği birçok alternatif vardır. Bu, diğer insanlarla rekabet etmemek söz konusu olduğunda onlara fayda sağlar.
“Karate olsaydı işte vurdu, o beni yendi gibi bir şeyin olabilir. Ama burada hep ben yapamıyorum var, yani nasıl diyeyim? O daha iyiydi, o şuydu, buydu, işte hakem şunu çaldı, hani böyle üçüncü faktörlere çok çabuk gidebiliyorsun. Ama bir süreden sonra, ilk başlarda evet adam beni çok sıkı tuttuya gidebiliyorsun ama bir yerden sonra yani 10 sene sonra hala adam beni sıkı tuttu deme şansın yok. Mecburen hep seninle ilgili olmak zorunda…Ve her şeye bakışın da buna doğru gidince o rekabet hissi kayboluyor. Yani ben ne yapabilirim? Hep kafanda bu dönmeye başlıyor. Bunun da bir etkisi olabilir o rekabet hissi ve olaylara bakış açısında.”
Başka bir katılımcı bir örnek vererek benzer bir fikir paylaştı:
“… (maskeler yokken) bufflar vardı ilk başta. Buff’ları taktık biz çift kat falan. İşte aynı şekilde market saatlerini ayarlayarak. Yani çözümü hep kendimizde şey yaparak hedef belirleyip onu çözmek üzerine gidiyoruz. Yani o doğrultuda gidiyoruz. Bunun Aikido’dan kaynaklandığını düşünüyorum ben de.
Bu durum aynı zamanda şu şekilde de ifade edilmiştir:
“Şey de var bir de mesela bir tekniğe geçtiğimiz gibi, mesela bir tekniğe başladın olmuyor ve diğer tekniğe geçiyorsun, çünkü hedefin ne; bir tekniği yapmak değil aslında adamı etkisiz hale getirmek ya da adamı düşürmek. Bunda da aynı şey var. Markete gittiğimde ben şey diye düşünmüyorum aslında; makarna alacağım gibi bir zihinle oraya gitmiyorum. Evet bir hedefim var şunu şunu alacağım, bir listem var, ama onlardan herhangi biri birisi bittiğinde asıl amaç doymak. Yani makarnayla doymak değil. Dolayısı ile gidip orada başka bir alternatife de geçebilirsin ve bunu herhangi bir şekilde çok böyle içinde bir yıkım yaşamadan yapabiliyorsun. Çünkü hedefine uygun bir aracı değiştirebilirsin çok kolay. Ama bakıyorum insanlar gerçekten makarna almaya çıkıyor ve makarnayı talan ediyor sadece. Yanda nohutlar var. Yani sanki nohut yiyecek değil ya da fasulye yiyecek değil, sadece makarnayla insanlar doyabiliyor gibi bir şey oluyor… Bizde o biraz daha gelişiyor olabilir.”
Son verilen cevap Aikido’nun kişinin bakış açısını nasıl değiştirdiğine dair etkin bir örnek içermektedir.
4. Sonuç ve Değerlendirme
Odak grubu çalışması, belirli parametrelerin Aikido yapan kişilerin üzerindeki etkisini derinlemesine incelemek için verimli bir çalışma olmuştur. Araştırmanın iki aşaması da birbirini tamamlayıcı ve destekleyici sonuçlar vermiştir. Alanında uzman bireylerin bu dönemde kendilerinde tecrübe ettikleri durumları paylaşmaları ve analiz etmeleri, belirli parametrelere göre oluşturulan verilerde Aikido’nun bireyler üzerindeki olumlu etkilerinin sebebini açıklamıştır. Hatta odak grubu çalışmasındaki katılımcılar, ankette Aikido’nun bireyler üzerinde bir avantajının olduğu ölçülemeyen ‘Sorumluluk Alma’ parametresinde, Aikido deneyimi bulunan bireylerin pandemi koşullarının bitmesi için bireysel sorumluluklarını diğer bireylerden daha fazla önemsediğine dair dönütlerde bulunmuşlardır.
Genel anlamda bu araştırmanın ve sonuçlarının Aikido’yu hayatlarına dahil eden bireylerin soyut anlamda hissettikleri, ancak bu bireylerin günlük hayatlarında ve Covid-19 gibi toplumsal olaylarda su yüzüne çıkan avantajları, daha somut bir düzeyde ölçmekte ve ardında yatan sebepleri açıklamakta başarılı olduğu söylenebilir. Araştırmanın sonuçları incelendiğinde üzerine daha fazla konuşulabilecek ve tartışılabilecek, örnek vermek gerekirse Budo sanatlarının günümüzdeki karşılıkları ve bireysel ve toplumsal alanlarda ne derecede yararlı olduğu gibi konuları irdelemek için de bir başlangıç noktası oluşturmuştur.
Şekiller
Şekil 1: Katılımcıların yaş dağılımı
Şekil 2: Aikido yapan katılımcıların yaş dağılımı
Şekil 3: Aikido yapmayan katılımcıların yaş dağılımı
Şekil 4: Katılımcıların genel cinsiyet dağılımı
Şekil 5: Aikido yapan katılımcıların cinsiyet dağılımı
Şekil 6: Aikido yapmayan katılımcıların cinsiyet dağılımı
Şekil 7: Aikido yapan katılımcıların sahip oldukları dereceler
Şekil 8: Sosyal izolasyon süreci boyunca bile kendimi sosyal bir grubun parçası gibi hissetmeye devam ediyorum.
Şekil 9: Salgın süreci boyunca oluşabilecek farklı senaryolara karşı (karantina süresinin uzaması vs.) toleranslı ve hazırlıklıyım.
Şekil 10: Bu zamana kadarki süreç boyunca yaşadığım kaygıları ve hissettiğim stresi iyi yönetebildiğimi düşünüyorum.
Şekil 11: Yaşanan sürecin nasıl ilerleyeceği konusundaki hislerim pozitif yönde.
Şekil 12: Süreç boyunca getirilen kurallar ve yasaklar beni rahatsız etmiyor.
Şekil 13: Covid-19 süreci boyunca uyulması gereken kuralları zorlanmadan uygulayabiliyorum.
Şekil 14: Yaşanmakta olan bu sürece kolay adapte oldum.
Şekil 15: Pandemi ve karantina sürecinin bitmesi için en önemli etmen bizim bireysel uyacağımız kurallardır
Şekil 16: Yaptığım işlere dikkatimi vermem ve odaklanmam süreç ilerledikçe güçleşmeye başladı.
Şekil 17: Öz disiplinimi devam ettirebilmek (dersler, evde yapılan iş yükü vs.) giderek zorlaşmaya başladı.
Şekil 18: Evde kalınan süreç ilerledikçe düzenli olarak yaptığım rutinlerimi (egzersiz ve hobiler gibi) yerine getirmekte zorlanmaya başladım.
Şekil 19: Evde kaldığım süre içerisinde evin diğer üyeleri ile sorunlar yaşıyorum.
Şekil 20: Markete gittiğimde, sokağa çıkma yasağı uygulandığında veya bir ürün (maske, dezenfektan vs.) daha zor bulunur hale geldiğinde diğer insanlarla alışveriş yapma konusunda rekabet içinde olduğumu hissediyorum.
Şekil 21: Odak grup çalışması için seçilen parametreler
Yazarlar Hakkında
Ayça Kocakuşak
2019’da ODTÜ Şehir ve Bölge Planlama Bölümü’nden mezun oldu ve 2019’dan beri ODTÜ Şehir
Planlama Programı’nda yüksek lisans yapmaktadır. 2017’ten beri ODTÜ Aikido Topluluğu’nda Utku
Havuç eğitmenliği altında çalışmaktadır (1. Kyu Seviyesi).
Gürel Sezgin
2019’da ODTÜ Şehir ve Bölge Planlama Bölümü’nden mezun oldu ve 2019’dan beri ODTÜ Şehir
Planlama Programı’nda yüksek lisans yapmaktadır. 2014’ten beri ODTÜ Aikido Topluluğu’nda Köksal
Muş ve Utku Havuç eğitmenliği altında çalışmaktadır (1. Dan Seviyesi).